Yokluğumda Neler Oldu?
Oyun geliştirme dönemimdeki kabuslar geri döndüğü için, hemen her şeyi kalıcı olarak bilgisayardan sildim. O süreçte biraz kafamı dinledim ve insanlardan da izole oldum. Bu iş süreci boyunca yaptıklarımı anlatmak istiyorum.
Meslektekiler, benden nefret etme seviyesine geldi. Onların işlerine gram saygım ve sevgim kalmadı. Sürekli aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar almaya çalışanlar var. Tutmuş formülü alıp oyun yaptıklarını sananlar var piyasada.
O yüzden, beni eleştirmeye hakları yok. Ben de madem, sürekli kısır döngü içerisine hapsolduğumu fark edince, saniyeler içinde tüm işleri sildim.
Bunlar;
- Oyun motorunun lisansı: Oyun yapmayacaksam, elimde tutmanın anlamı yoktu.
- Kaynak kodları: Geri dönmemek için.
- Oyun geliştirme planları: Bunlar kalırsa, yine başlarım diye korktum.
- Syncthing: Aynı Wi-Fi’de ve sisteme tanıtılmış aygıtlar arasında veri transferi sunuyordu.
- Sitelerim: Eski dönemime ait ne varsa, sildim.
İki hafta boyunca hiçbir şey yapmadan durmayı denedim ve bunu başardım. Şimdi ise yepyeni bir macera başlıyor: müzisyen olmak.
Müziğe Başlıyorum
Yeni bir hayat felsefesine adım atıyorum. O karamsar dönemi çöpe atıyorum. Bu yazıyla birlikte müziğe başlıyorum. Oyun yapmaktan daha sade ama kendi içinde disiplini olan bir alan. Yani hem ruhsal hem teknik tarafı var; bu beni çekiyor.
İşe önce beat yaparak gireceğim. Beat, RAP ve POP gibi türlerin altyapısını oluşturur. Sonrasında da kendi çapımda şan ve diyafram kasıp, vokale geçeceğim. Mikrofonum hazır zaten, ekipman sıkıntım yok.
Müziklerimi yaparken, Türkçe ve Japonca dillerine odaklanacağım. Kullanacağım programlar da şunlar:
Bunlar;
- LMMS: Linux için ücretsiz bir DAW (Digital Audio Workstation).
- GNOME Sound Recorder: Ses kaydı için sade ve kullanışlı.
Bitirirken
Bu site artık müziklerimi paylaşacağım, fikirlerimi yazacağım bir yer olacak. Bazen üretim sürecinden bahsedeceğim, bazen de kafam nereye eserse oraya gideceğim.
Takipte kalın. Macera şimdi başlıyor.